Fırat Kalkınma Ajansı ve Bingöl Üniversitesi işbirliği ile bu yıl 3.’sü gerçekleştirilen Uluslararası Bölgesel Kalkınma Konferansı Bingöl’de sona erdi.
Fırat Kalkınma Ajansı ve Bingöl Üniversitesi işbirliği ile bu yıl 3.’sü gerçekleştirilen Uluslararası Bölgesel Kalkınma Konferansı Bingöl’de sona erdi.
Fırat Kalkınma Ajansı ve Bingöl Üniversitesi işbirliği ile düzenlenen ‘3. Uluslararası Bölgesel Kalkınma Kongresi “Demokratikleşme ve Sürdürülebilir Kalkınma” ana temasıyla 15-16 Ekim tarihleri arasında Bingöl Üniversitesi Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Konferansa; Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Bingöl Valisi Yavuz Selim Köşger, Bingöl Belediye Başkanı Yücel Barakazi, FKA Genel Sekreteri Mesut Öztop, Bingöl Üniversitesi Rektörü Gıyasettin Baydaş, kurum amirleri ve çok sayıda davetli katıldı.
ÖZTOP: “120 BİLDİRİ SUNULDU”
Konferansın açılış konuşmasını yapan Fırat Kalkınma Ajansı (FKA) Genel Sekreteri Mesut Öztop, ilk uluslararası konferansın Malatya’da gerçekleştirildiğini anımsatarak, “13 ülkeden 90 bildirinin sunulduğu konferansta gerçekleşen paylaşımlar ajansımızın ve kurumların uygulamalarına önemli derecede ışık tuttu. Bu düşüncelerle 2013 yılında kongrenin ikincisini Elazığ Fırat Üniversitesi’nde düzenleyerek ve akabinde bölge illerimizden de iki yılda bir dönüşümlü olarak düzenlenmesi gündemimize geldi. İkinci kongreye de 15 ülkeden katılım gerçekleşmiş 120 dolayında bildiri katılımcılarla paylaşılmıştır. Üçüncüsünü Bingöl Üniversitesi’nde düzenlediğimiz bu konferansta ‘demokratikleşme ve sürdürülebilir kalkınma’ ana teması altında sosyal ve iktisadi kalkınmanın birçok bileşen ve unsurunu tartışma fırsatı bulacağız” dedi.
BAYDAŞ: “7 YILDA 13 BİN ÖĞRENCİYE ULAŞTIK”
Üniversite olarak birçok uluslararası organizasyonlara ev sahipliği yapmanın gurunu yaşadıklarını belirten Bingöl Üniversitesi Rektörü Gıyasettin Baydaş, “Böyle bir konferansa hakkıyla ev sahipliği yapmak için elimizden ne gelirse yapmaya gayret edeceğiz. Üniversite olarak birçok uluslararası organizasyonlara ev sahipliği yapma gurunu yaşıyoruz. 7 yıllık bir süre içerisinde 13 bin öğrenci sayısına ulaşmak, üniversitenin her türlü altyapısını tamamlamak ve uluslararası organizasyonlara ev sahipliği yapmak bizleri hem mutlu ediyor hem gururlandırıyor” diye konuştu.
“75 PROJENİN BİNGÖL EKONOMİSİNE KATKISI 40 MİLYON TL’DİR”
Bingöl Valisi Yavuz Selim Köşger, ilin kalkınma odaklarına değinerek, kentte devam eden yatırımlara değindi.
Köşger, “Kalkınma ajansımızın hibe ve desteğiyle il özel idaremiz tarafından yürütülen ve şuan da inşaat süreci devam eden Bingöl Tekstilkent projesi kapsamında Bin kişilik bir istihdam sağlanması öngörülmektedir. Organize sanayi bölgemizde yaptığımız ve bir ay içerisinde yapımının tamamlanması beklenilen çağrı merkezimiz, 300 kişilik kapasiteye sahiptir. 3 vardiya şeklinde planlanan merkezde 900 kişinin istihdam edilmesi planlanmaktadır. Son günlerde gelişme gösteren organize sanayi bölgemizde 45 parselden 42’si tahsil edilmiş bunlardan 19’unda üretim faaliyetleri başlamıştır. Diğer parsellerde de yatırım inşaat faaliyetleri devam etmektedir. Yine çeşitli kurumlarımızın hibe destekleriyle önemli projeler gerçekleştirilmektedir. 2010 yılından itibaren Fırat Kalkınma Ajansı tarafından Bingöl’de 75projeye hibe desteği sağlanmış destek alanların eş finansmancıların dâhil il ekonomisine katkısı yaklaşık 40 milyon TL’dir. Ayrıca Gıda tarım il müdürlüğümüz tarafından 2006 yılından beri uygulanan kırsal kalkınma yatırımlarının desteklenmesi kapsamında da 82 proje desteklenmiş 62 milyon TL tutarında destek gerçeklemiştir. Ayrıca KOSGEB tarafından da 5,5 milyon TL destek sağlanmıştır” dedi.
“KALKINMA VE DEMOKRATİKLEŞME İÇ İÇE”
Konferansta konuşan Başbakan Yardımcısı Yılmaz, kalkınma modeli ve sürdürülebilir kalkınmanın önemine vurgu yaptı.
İnsan odaklı kalkınmanın çok boyutlu olarak tarif edilmesi gerektiğini ifade eden Yılmaz, bütün dünyanın sürdürülebilir kalkınma kavramı etrafında kalkınmayı tarif ettiğini, sürdürülebilir kalkınmanın da ekonomik, sosyal ve çevre boyutu olduğunu söyledi.
Yılmaz, kalkınma ile demokratikleşmenin iç içe olduğunu ifade ederek, “Ne kadar demokratikleşirseniz, temel hak ve hürriyetleri ne kadar genişletirseniz, insanları ne kadar karar alma süreçlerine katarsanız, toplumun tabanını ne kadar yönetime yansıtırsanız, milli iradeyi ne kadar güçlendirirseniz, kalkınma süreçlerini de o ölçüde güçlendirmiş, geliştirmiş olursunuz” dedi.
MİLLİ GELİR 10 BİN DOLAR
Son 13 yıllık iktidarları döneminde sürdürülebilir kalkınma konusuna önemli mesafeler alındığına işaret eden Yılmaz, Türkiye’nin kişi başına gelirini bin 500 dolardan, 10 bin dolar seviyesine çıktığını belirtti.
Yılmaz, “Türkiye ihracatını, üretim kapasitesini artırdı ve ekonomik alanda gerçekten bir başarı sağladı. Bu boyutu itibariyle sürdürülebilir kalkınmayı önemli oranda gerçekleştirdiğini ifade edebilirim. Sosyal boyuta baktığımız zaman, Türkiye’ye son 13 yılda ekonomisini büyütürken, sosyal adaleti de artıran ender ülkelerden bir tanesi oldu. OECD üye ülkeleri arasında baktığımız zaman gelir dağılımını son 13 yılda düzelten nadir ülkelerden bir tanesi Türkiye oldu. Bunu gini katsayısına göre gelişme sağlayan ender ülkelerden bir tanesi Türkiye oldu. Bizim Türkiye İstatistik Kurumu olarak yaptığımız yoksulluk ölçümleri var. Buraya baktığımız zaman, satın alma gücüne göre söylüyorum, dünyayla mukayese edilebilir rakamlar bunlar. 1 doların altında günlük harcaması olan nüfusumuzu sıfırladık. Dünyada 1 milyara yakın insan, maalesef günde bir doların altında bir harcama ile yaşamak zorunda. Türkiye çok şükür böyle bir sorunu ortadan kaldırdı. 2 dolar 15 sent altında yaşayan nüfusun 2002 yılında toplam nüfusumuzun yüzde 3’ü civarındaydı. Oda bugün itibariyle sıfırlanmış durumda” şeklinde konuştu.
“BU BÖLGENİN DE ARTIK REFAHI KONUŞMASI LAZIM”
Konuşmasında terör hadiselerine de değinen Yılmaz, şunları söyledi: “Bunları yaşayan bölgemizin daha geniş çevremizin bu girdaptan çıkmasının yolu da aslında sürdürebilir kalkınmadır. Ortadoğu’nun, yakın coğrafyamızın bu içinde bulunduğu durumdan çıkması, daha iyi istikrarlı bir hale gelmesi için de mutlaka kalkınma sürecinde farklı bir noktaya ulaşması lazım. Bu bölgelerimizde halka, halkın iradesine dayalı yönetimlerin güçlenmesi lazım. Bu bölgemizin de artık refahı konuşması lazım. Kaba ideolojilerin, etnik çatışmaların, mezhep çatışmalarının, din inanç çatışmalarının ötesine geçerek, farklılıkların bir arada yaşadığı, temel hak ve özgürlüklerin geliştiği, hukuk devletinin güçlendiği bir ortamda bölgemizin istikrar kazanması lazım. Bu konuda hepimize büyük görevler düşüyor. Özellikle, akademik dünyaya, sivil topluma büyük görevler düşüyor. Biz tornadan çıkmış gibi birbirinin aynı, birbirinin kopyası insanlar olmak zorunda değiliz, farklı olmak durumundayız ve farklılıkta güzel bir şeydir. Farklılık kötü bir şey değildir. Farklılığı bir çatışma konusu haline getirdiğiniz zaman farklılık kötüdür. Bunu bir çatışma konusu değil, birbirini tanıma, birbirimizi anlama, farklı noktalardan belli hedeflere katkıda bulunma haline dönüştürdüğünüz zaman farklılıklar bir berekete dönüşür. Bir arada yaşama ama farklılıklarımızı muhafaza etme son derece önemlidir. İşte bunu başardığımız zaman aslında üretkenliğimizde, sosyal adaletimizde birçok gelişme sağlayacağız.”
Kapanış oturumunda konuşan Konferans Düzenleme Kurulu Başkanı Bingöl Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İbrahim Türkoğlu, kayıtlı 650 katılımcının iştirak ettiği oturumlarda bildiri sunumları açısından %90 katılıma ulaşıldığını, programda 14’ü İngilizce olmak üzere 110 bildiriye yer verildiğini söyledi.
Türkiye’nin değişik illeri ile Malezya, İsveç, İrlanda, Singapur, Litvanya ve İngiltere gibi 13 ülkeden akademisyen ve araştırmacılar 110 bildiri ile katılırken, bölgesel kalkınma alanında uzman 17 yerli ve yabancı davetli konuşmacı iştirak etti.