Bingöl Belediyesi tarafından bir araya getirilen Bingöllü akademisyenler, kente olan gönül borcunu ödemek istiyor. Yıllar önce memleketlerinden ayrılarak farklı branşlarda kariyer planlarının zirvesine ulaşan akademisyenler, daha güzel bir Bingöl için hizmete hazır olduklarını vurguladı.
Bingöl Belediyesi tarafından bir araya getirilen Bingöllü akademisyenler, kente olan gönül borcunu ödemek istiyor. Yıllar önce memleketlerinden ayrılarak farklı branşlarda kariyer planlarının zirvesine ulaşan akademisyenler, daha güzel bir Bingöl için hizmete hazır olduklarını vurguladı.
Bingöl Belediyesi, Türkiye’nin farklı vilayetlerindeki üniversitelerde görev yapan Bingöllü akademisyenleri bir araya getirdi.
Bingöl Üniversitesi Kongre Merkezi’nde düzenlenen toplantıya, Bingöl Valisi Yavuz Selim Köşger, Belediye Başkanı Yücel Barakazi, Bingöl Üniversitesi Rektörü İbrahim Çapak, Emniyet Müdürü Süleyman Pamuk, kurum müdürleri ve Bingöllü akademisyenler katıldı.
“GENÇLİĞİMİZ ÇOK CİDDİ SORUNLAR YAŞIYOR”
Toplantıda ilk olarak konuşan İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Mahfuz Söylemez, gençliğe dikkat çekti.
Düzenlenecek olan ‘şehir ve gençlik’ panelini önemli bulduğunu kaydeden Söylemez, “Neden şehir ve gençlik diye soracak olursanız dönüp baktığınızda Bingöl özeli ve Türkiye genelinde gerçekten gençliğimiz çok ciddi sorunlar yaşıyor. Gençlerimizi maalesef üzülerek ifade edeceğim kaybediyoruz. İnternetin kaptığı gençlerden bahsediliyor artık, sosyal medyanın ağına düşmüş gençleri görüyoruz. Dolayısıyla geleneklerimizden kenara düşmüş gençlerle hemhal oluyoruz maalesef öyle bir kitle karşımıza çıkıyor ki bu kitle bizim geçmişimizle hiçbir şekilde barışık değil ve yeni bir takım düşüncelerin ağına düşmüş ve savrulmuş vaziyette. Bingöl özeline dönüp baktığımızda sosyalizm hatta başka ifadeyse ateizm kol gezmeye başlamış. Bizim dini değerleriyle tanınan vilayetimiz maalesef gençlerimiz bu konuda kenara düştükleri için ateizm ile buluşmuş insanlarla her gün karşılaşıyoruz. Bize ait olmayan düşünceler gençliğimiz arasında hızla yayılmaya başlamış. Bu bir sorun ve bu sorunu çözmemiz gerekiyor. Bingöl’de uyuşturucu ve madde bağımlılığı gerçekten yaygın hale gelmiş durumda. Bunu emniyet kayıtlarına bakarak da görebilirsiniz. Bütün bunların karşısında bizim bir şekilde fikir üretmemiz gerekiyor ve bu fikirlerle geleceğimizi garanti altına almamız lazım. Çünkü bu çocuklar bu gençler bizim geleceğimizdir, geleceğimizi kaybediyoruz, kaybediyor olmamızı da görmemiz lazım” dedi.
Müftülük tarafından kutlu doğum çerçevesinde düzenlenen programa katıldığını ifade eden Söylemez, “Programdayken arkamda iki genç kendi aralarında konuşuyordu. Gencin biri öbürüne diyor ki, eğer bu kürsüye çıkan zatta besmele ile başlarsa Vallahi kalem fırlatacağım. Ben o gün fark ettim ki biz 30 yıl önce bıraktığımız Bingöl’de yaşamıyoruz. Bugün başka bir Bingöl ile yüz yüzeyiz. Bingöl’ü yeniden yaşanabilir bir kent haline dönüştürmeyi düşünüyor isek, bunun yolunun gençlerimizden geçtiğini bilmemiz lazım. Onun için genlerimize özel bir önem vermemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.
BARCA: “BİNGÖL’E GÖNÜL BORCUMUZ VAR”
Bingöllü akademisyenlerin kente gönül borcunun olduğunu vurgulayan Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Barca; “Hepimiz yıllar önce buradan koptuk ama gönlümüz buradaydı. Birbirimizden uzaktan haber alıyorduk, memleketimizden uzaktan haber alıyorduk ve aldığımızda da gerçekten seviniyorduk. Öyle sanıyorum ki 2-3 yıl arayla yapılan bu konferanslar Bingöllü akademisyenleri bir araya getirmenin ötesinde neredeyse sadece Bingöl’de buluşturuyor. Gönlümüzde yer edinen şehre katkıda bulunmak bizim gönül borcumuzdur” dedi.
Konuşmasında birlik vurgusu yapan Barca, şunları söyledi: “Araştırmalar şunu gösteriyor, katılımcı yönetimler, katılımcı olmayan yönetimlere göre çok daha başarılıdır. Diğer bir ifadeyse şimdilerde moda olan paydaşlarla yönetim, paydaşlarla birlikte hareket etme, birçok aklı bir araya getirme, birçok gücü bir havuzda toplama ve bunların oluşturduğu sinerjiyle daha büyük bir başarı elde etme söz konusu olabilir. Öyle sanıyorum ki memleketimizin yetiştirdiği önemli insan kaynağı olan buradan nihayetinde beslenerek ileri aşamaya giden akademisyenlerimizin yine dönüp kendi memleketlerine katkı sunmaları bu anlamda bir paydaş yönetim anlamında son derece anlamlı olsa gerek.”
“Bu buluşmayı sadece fikir geliştirme olarak düşünmemek gerekir” diyen Barca, “Fikir geliştirme bunun bir ön aşamasıdır. İnşallah bu fikirler projelendirilir, inşallah bu projeler arasında uygun olarak desteklenerek hayata geçirilir ve inşallah sonuçlar elde edilir. Bingöllü akademisyenlerimizin sadece fikir aşamasında değil, projelendirme, uygulama ve sonuçlarını yaygınlaştırmaları konusunda da Bingöl’ümüze destek vermeleri çok derece anlamlı, kapsamlı bir katlı olarak tanımlanabilir” ifadelerini kullandı.
“BU MEMLEKETE HİZMET ETMEK BENİM İÇİN ŞEREFTİR”
Bingöl’den 52 yıl önce ayrıldığını belirten İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Hüsnü Gündüz ise, Bingöl’e hizmet etmenin kendisi için şeref olduğunu söyledi.
Gündüz, “52 sene önce Bingöl’den ayrıldım. Bu memleketin suyunu içtik, ekmeğini yedik, burada doğduk, burada büyüdük. Bundan dolayıdır ki bu memlekete katkı sunmak mecburiyetimiz var. Memleketimize elimizden gelen her şeyi yapmak bizim için vazifedir, vatan borcudur. Bu konferansın çok yararlı olacağını düşünüyorum, üzerimize düşen her vazifeyi de hiç çekinmeden yapacağımızı söylüyoruz. Bu memlekete hizmet etmek için benim için şereftir. Bu memleket ziraat, hayvancılık, tarım herhalde memleketimizi kalkındıracak konulardan biridir bende bir ziraatçı, gıdacı olarak elimden gelen katkıyı sunmaya hazırım. Tecrübelerimizi bu memleket için vermeye her an hazırız” diye konuştu.
ÇAPAK: “ÜNİVERSİTEMİZ BÜTÜN AKADEMİSYENLERİMİZE AÇIK”
Belediye tarafından gerçekleştirilen toplantıyı çok anlamlı bulduğunu kaydeden Bingöl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Çapak, “Bu toplantıyı çok anlamlı buluyorum. Belediye başkanımıza teşekkür ediyorum. Bir 2006’da sempozyum düzenlediğimizde, biraz belediye, biraz esnaf odası, biraz da başka yerlerden sağlanan katkılarla sempozyum gerçekleştirmiştik. Şimdi belediye tek başına bu organizasyonları yapabiliyor. O zaman sayı çok azdı, şimdi yüzleri buldu. Üniversite olarak sizlerin katkısına ihtiyacımız var. Üniversitede 8 fakültemiz var, bu fakültelerin bazılarında akademisyen arkadaşlara da ihtiyacımız var. Bu nedenle üniversitemiz bütün akademisyenlerimize açık. Aramızda tıp alanından arkadaşlarımız var. Bu alanda çok fazla ihtiyacımız var. devlet hastanemizin araştırma hastanesine dönüştürülmesi söz konusu, mümkünse olabilir. Üniversite bünyesinde bir tıp fakültesi açılması boyutuyla olabilir. Öncelikle Bingöllü arkadaşlarımıza ve bu alanda çalışan bütün arkadaşlarımıza ihtiyacımız var. Bu programın hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.
BARAKAZİ: “BİNGÖL’E KATKIDA BULUNUN”
Akademisyenlerden Bingöl’e katkı sağlamalarını isteyen Belediye Başkanı Yücel Barakazi ise, “Hepinizi yetiştiren bu memlekettir. Buraya minnet borcunuz var. İnanıyorum ki bu borcunuzu en iyi şekilde ödeyeceksiniz” dedi.
Barakazi, “Bu kadar çok akademisyenimizin olduğundan haberim yoktu. Bunun büyük bir güç olduğunu düşünüyorum. O yüzden mutluyum. Siyasete girdiğime 4 tane ilkeden bahsettim. Birincisi adaletti. Fikri, zikri, bölgesi, mezhebi, meşrebi ne olursa olsun herkese adil davranacağımız söyledim. Eksikliklerimiz olabilir ama buna dikkat ediyorum. Eğer bir gün adalet kısmı ile ilgili eksikliğimi gören olursa, bir kardeş edasıyla beni uyaracağınıza inanıyorum. İkincisi barış ilkesidir. Barış ve huzurlu şehirler, yaşanabilir kentler olabilir. Diğer bir tanesi kardeşlik, diğeri özgürlük idi. Yaklaşık iki yıldır görevdeyim. Fiziki koşullar bakımından önemli mesafeler kat ettik. Altyapı ve üstyapı ile ilgili problemleri ana hatlarıyla halletmiş bulunuyoruz. Akademisyen arkadaşlarımızdan isteğimiz, Bingöl’e katkıda bulunsunlar. Hepinizi yetiştiren bu memlekettir. Buraya minnet borcunuz var. İnanıyorum ki bu borcunuzu en iyi şekilde ödeyeceksiniz” diye konuştu.
VALİ KÖŞGER: “BİNGÖLLÜ AKADEMİSYENLER MEMLEKETLERİNE SAHİP ÇIKIYORLAR”
Bingöllü akademisyenlerin memleketlerine sahip çıktığını vurgulayan Vali Yavuz Selim Köşger ise, “Bingöllü akademisyenler memleketlerine sahip çıkıyorlar, memleketlerinden kopmamışlar, memleketlerine karşı bir vefa örneği sergiliyorlar. Bingöl’de, Anadolu’nun şehirlerinde yaşayan insanlar olarak, daha yaşanabilir şehirler inşa edeceğiz. Bingöllü akademisyenlerin Bingöl’e sahip çıkmaları çok önemli. Bir medeniyetin yaşandığı bu şehirde zincir kopmuş, o medeniyetin çocukları hangi kültüre ait olduğunun farkında olmayan bir gençlik var. Akademisyenleri buradan uyarıyorum, gençlere sahip çıkın. Gençlere yönelik çalışmalar yapmamız lazım” ifadelerini kullandı.
ŞEHİR VE GENÇLİK KONFERANSI
Bingöl Belediyesi tarafından bir araya getirilen Bingöllü akademisyenler, ‘Şehir ve Gençlik’ oturumlarında kente dair fikirlerini paylaştı. Oturumlarda, gençlik, güvenlik, ulaşım, temizlik, yaşam, kültür, konut, sağlık ve ticari alanlar ön plana çıktı.
Türkiye’nin farklı illerindeki üniversitelerde görev yapan Bingöllü akademisyenler, belediye tarafından düzenlenen programla bir araya geldi.
Bingöl Üniversitesi Kongre Merkezi’nde Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Barca ve İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Hüsnü Gündüz moderatörlüğünde gerçekleştirilen ‘Şehir ve Gençlik’ oturumlarında konuşan akademisyenler, şehir ve gençliğe dair fikirlerini paylaştı.
İlk oturumun açılış konuşmasını yapan Barca, “Bingöl’ün insanını, hangi özelliklerde, hangi donanımlarda olmasını istiyor bizden. O zaman, şu soru gündemimize geliyor. Arzuladığımız, geliştirmek istediğimiz insan kuşağının oluşmasında, kimin ne tür bir rolü olabilir, bu rol ne tür çalışmalarla gerçekleştirilebilir. Dolayısıyla liselerde uygulanabilecek, sokaklarda uygulanabilecek, şehrin kültür ve sanatında uygulanabilecek bir takım fikirleri tartışmaya açıyoruz. Fikirleri tartışmaya açarken, bir yönüyle tespitler, diğer yönüyle teşhisler söz konusu olabilir. Bunun için, akademisyenler olarak ne verebiliriz. Sivil toplum kuruluşlarında neler yapılabilir, devlet kuruluşlarında neler yapılabilir, aile bazında neler yapılabilir, yerel yönetimlerde neler yapılabilir ki daha iyi bir kuşak yetişmiş olsun” dedi.
Barca’nın açılış konuşmasının ardından ilk sözü alan TBMM Kütüphane ve Arşiv Hizmetleri Başkanlığı Başkan Yardımcısı Doç Dr. Abdulhakim Koçin, “Bir şehirde mutlu yaşamak için yapılması gerekenler vardır. Güvenlik, ulaşım, temizlik, yaşam alanları, konut, sağlık alanları, ticari alanlar çok önemli. Bunlar olmazsa mutlu yaşamak zordur” dedi.
“GENÇLERİN İHTİYAÇLARINI İYİ BELİRLEMEK GEREKİYOR”
Koçihan, gençlik konusunda ise şunları söyledi: “Gençlerin ihtiyaçlarını iyi belirlemek gerekiyor. Bunlar maddi ihtiyaçlar, sosyal ihtiyaçlar ve ruhi ihtiyaçlardır. Maddi ihtiyaçlar hepimizin bildiği yemek, içmek, barınmak, giyinmek, eğlenmek gibi ihtiyaçlardır. Bir başka ihtiyaçlar sosyal ihtiyaçlar, yardımlaşma, dernekler, vakıflar, lokaller kurma ve bunları yaşatma ihtiyacıdır. Ruhi ihtiyaçlar dediğimizde de akla inanmak, özgürlüğe sahip olmak ve özgür yaşamak geliyor. Bunlar olmadan mutlu yaşamak mümkün değildir.”
Koçihan, ‘Bingöl için bir fikrim var’ kampanyası başlatılarak şehir ve gençlere yönelik fikirlerin alınabileceğini söyledi.
DİKEN: “YEMEK KÜLTÜRÜNDE ZAYIFIZ”
Gençlerin para kazanabilmesi ve teşviklerden yararlandırılması gerektiğini belirten Necmettin Erbakan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Diken ise, Bingöl’e dair şunları söyledi: “Şehirde araç sayısı artıyor. Otoparklar oluşturmalıyız. Yemek kültüründe zayıfız. Ama kahvaltı kültüründe gelişebiliriz. İlahiyatla ön plana çıkabiliriz. İlimizde medrese geleneği var. Modern kültürle entegre ederek adımlar atabiliriz. Turizm konusunda destinasyonlar oluşturabiliriz. Kayak ve doğa turizmi konusunda adım atabiliriz. Çeşitli toplum kesimlerine yönelik ilim meclisleri oluşturmalıyız. Mahallelerde kadın konuk evi, yaşlı konuk evi ve gençler için merkezler oluşturmalıyız.”
BOLELİ: “BİNGÖL’DE KÜTÜPHANE EKSİKLİĞİ VAR”
Mahallelerde kütüphane ve gençlik merkezleri açıklaması gerektiğini ifade eden Bingöl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yaşayan Diller Enstitüsü Müdürü Nusrettin Boleli, “Uzun yıllar İstanbul’da görev yaptım. İstanbul’da her ilçede gençlik merkezleri var. Belediyeler bu merkezlerde programlar düzenliyor. Bingöl’de kütüphane eksikliği var. Bingöl’ün mahallelerinde gençlik merkezleri ve kütüphaneler açılmalıdır. Bingöl’de yurt sorunu çok büyüktür. Bazı cemaatlerin yurtları var, öğrenciler şikayet ediyor: devlet bize ne kadar burs veriyorsa bu yurtlar hepsini alıyor diyorlar. Öğrenciler baskı altında. Öğrencilere yönelik yurt yapılmalıdır. Gençlerimize burs bulamıyor. Biz hocalar kendi maaşımızdan fakir öğrencilere burs veriyor ama şehirden burs alamıyoruz. Bingöl’deki zenginler öğrencilere burs vermiyorlar. Bu konuda da yardımcı olurlarsa iyi olur” diye konuştu.
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yılmaz Bingöl ise, Mahalleler yerine sitelerin kurulmasının insanları iletişimden kopardığını belirterek, yeniden mahalle kültürlerinin oluşması gerektiğini söyledi.
GENÇLERE FIRSAT SUNMAK GEREKİYOR
Gençlerin değerleri sahiplenebilmesi için onlara bazı fırsatlar vermek gerektiğini kaydeden Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Sadi Seferoğlu, “Bilişim teknolojilerini en çok kullanan genç nesildir. TÜİK araştırmaları, özellikle sosyal medya olarak bilinen yapıyı en yoğun şekilde kullananların gençler olduğunu söylüyor. Bu teknolojiyi eğer bizim çocuklarımız, gençlerimiz kullanıyorsa bizim onlarla birlikte onların yanında olmamız gerekiyor. Gençlerin bu yapıyı nasıl kullanmasını konusunda beceri kazandırmak gerekiyor” dedi.
Alparslan Üniversitesi Öğretim Görevlisi Mehmet Kılıçarslan ise, “Bingöl’de biraz daha kamu etkisinin fazla olması gerektiğini düşünüyorum. Özellikle sayın bakanımızın öncülüğünde bölgedeki bazı kuruluşların buraya getirilmesi gerekiyor. Çevre şehirlere baktığımızda bölgesel bazlı kuruluşun buralarda yapıldığını görüyoruz. Özellikle bu kuruluşlardan bazılarının Bingöl’e getirilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.
GEÇER: “KÖYLERİ DÖNÜŞTÜREBİLİRİZ”
Köylerin dönüştürülerek, şehirdeki insanların köylere çekilebileceğini vurgulayan Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ekmel Geçer ise şunları kaydetti: “Ötekileştirici bir dilimiz var gibi geliyor bana. Bu toprakların tasavvuf kültürünün evrensel insan yetiştirme boyutunda çok katkılarının olduğuna inanıyorum. Ama sanki evrensel insan yetiştirme yerine zihindeki dindar insan yetiştirme profili bana biraz problemli geliyor. Yani herkese açık olan, ötekileştirilmeyen, farklı düşündüğü için veya farklı inandığı için ötekileştirilmeyen, ayrımcılığa maruz bırakılmayan insanların olduğu bir Bingöl bence daha kıymetlidir. Tasavvuf kültürü de bize bunu söylüyor. Bingöl’de dün bazı köyleri gezme fırsatım oldu. İngiltere’de zenginlerin, toprak sahiplerinin, daha çok elit kesimlerin yaşadığı yer köylerdi. Biz de köyleri dönüştürebiliriz. Çok yeşil köylerimiz var. Köy hayatı daha profesyonelleştirilerek, şehirdeki insanlar köylere çekilebilir yâda köydeki insanlar, köydeki gençler yetiştirilerek köy hayatına katkıda sunulabilir. Bizim şehirlerimiz çok uzun yıllar planlanarak yapılmıyor. Bingöl yeni oluşan bir şehir planlama uzun yıllar düşünülerek planlanırsa güzel olur.”